Hepsi gerçek Katiller!

Çoğumuzun etkisinden çıkamadığı o filmlere ilham veren gerçek seri katilleri tanımaya hazır mısınız?

1. Ted Bundy
1974 - 1978 yılları arasında, ABD'nin çeşitli yerlerinde çok sayıda genç kadını öldürmüştür. Kurbanlarının kesin sayısı bilinmeyen Bundy, on yılı aşkın inkâr süreci sonunda, otuzdan fazla cinayet işlediğini itiraf etmiştir. Bundy, sıklıkla Amerikan seri katillerinin öncül örneği olarak kabul edilir. Gerçekten de seri katil terimi ilk defa onu tanımlamak için ortaya atılmıştır.

Bundy'nin bir sosyopat olduğu düşünülmektedir. İşlediği vahşi cinayetlere rağmen eğitimli, yakışıklı ve kibar bir genç adam olarak tanımlanır. Kurbanlarını genelde sopayla döverek, bazen de boğarak öldürmüştür. Kurbanlarının çoğuna tecavüz ettiğine ve ayrıca, öldürdükten sonra da tecavüz edip, bedenlerini kestiğine inanılmaktadır.



2. Pedro Lopez Monsalve
"Andes Canavarı" lakabıyla tanınan seri katil, Güney Amerika (Kolombiya,Peru,Ekvator) çevresinde 300 çocuğa tecavüz edip öldürmüştür. Lopez, bu üç ülkede öldürdüğü ve tecavüz ettiği genç kızların her biri için en fazla birer ay yatmıştır.1980 yılında öldürdüğü 53 çocuğun mezarı polis tarafından bulunmuştur. 

1999 yılı Ocak ayında yapılan bir röportajda, kendini "yüzyılın adamı" olarak tarif etmiştir ve "iyi davranış" sergilediği için serbest bırakılması gerektiğini söylemiştir


3. Ed Gein
Ed Gein, annesinin (hayatta olan tek akrabasının) ölümünden sonra anatomi bilimiyle ilgilenmeye başlar. Bu ilgisinin tek nedeni ölen annesini diriltmektir. Bir süre sonra mezarlıktan cesetler çalmaya ve öğrendiklerini üzerlerinde denemeye koyulur. Kendisini özellikle büyüleyen, kadın vücududur. En sonunda sonra annesini diriltemeyeceğini anlar ve annesi yaşında bir kadının cesetinin derisini yüzer. Bu deriyi annesinin eski kıyafetleriyle birlikte giyer.

Kadın vücutlarına duyduğu ilgi daha da büyüyen Ed, bir süre sonra ceset çalmakla kalmaz ve cinayet işlemeye de başlar.

Deri işlemesinde gün geçtikçe daha da hamaratlaşan Gein, bir süre sonra meme uçlarından kemer, kafatasından bardak ve diğer süs eşyaları yapmaya koyulur.

En sonunda kasabanın şerifi Ed Gein'in izini sürer ve onu bulur. Evinde birçok kadavra, dudaklardan yapılmış kolyeler, el derilerinden yapılmış eldivenler ve daha bir çok garip nesne bulur.

Gein,ölü sevicilik ve yamyamlık gibi suçlamaları şiddetle inkar eder: kendisine göre cinayetleri sadece evini süslemek için işlemiştir.


4. Albert Fish
Kuzuların Sessizliği filmine ilham olan Albert Fish'in toplam 100'en fazla cinayet işlediği düşünülüyor. Aynı zamanda yamyam (insan eti yiyen) Fish, en yaşlı seri katil olma özelliğindedir.

Annesinin yanında cinsel istismara uğradıktan ve çocuk yurduna yerleştikten sonra ruhsal yapısı ciddi derecede bozulan katilimiz, dine arı bir eğilim göstermeye başladı. İlk cinayetini 1910 yılında işledi. Küçük ve savunmasız çocukları kurban olarak seçip işkence etmeden,tecavüz etmeden ve etlerini yemeden öldürmüyordu. Acı çektirmekten zevk alıp bunları "din" uğruna yaptığını düşünüyordu.

Aynı zamanda kendisine de işkenceler yapıyordu. kendi idrarını içip kendini çivili sopayla döverek günahlarından arındığına inanıyordu.

1928'de Budd ailesiyle yakınlaşan Fish, onların güvenini kazandıktan sonra küçük kızları Grace Budd'ı, yeğeninin doğum günü eğlencesine götürmek bahanesiyle kaçırarak boş bir eve götürdü. Grace'in cesedini parçalayan Fish, bazı parçaları kaldığı pansiyona getirdive dokuz gün boyunca hiç dışarı çıkmadan bu parçaları pişirip yiyerek mastürbasyon yaptı. Daha sonra kaçmaya başlayan Fish, 1934 yılında kendi hatası yüzünden, kendisini yakalamayı kişisel bir konu haline getiren polis William King'in eline düştü. Budd ailesine, kızlarını nasıl öldürüp yediğini anlatan mektuplar göndermesi nedeniyle yakalandı.

1935 yılında yargılanmasının sonunda deliliğine kanaat getirildiyse de elektrikli sandalyede idam cezasına çarptırıldı. Kararı duyunca "Hiç tatmadığım bu büyük zevki tatmaktan mutlu olacağım" açıkladı. Albert Fish'in idam cezası, 16 Ocak 1936 tarihinde Sing Sing hapishanesinde elektrikli sandalyede infaz edildi.



5. Aileen Wuornos
ABD'nin en ünlü kadın seri katillerinden biri olan Wuornos, aynı zamanda eşcinsel bir hayat kadınıydı. İlişkiye girdiği bazı insanları öldürdüğü ve ormana saklamaya çalıştığı ortaya çıkmıştır. 7 kişiyi öldürdüğü bilinse de 2 kişinin cesedi bulunamamıştır ve bu yüzden 5 kişiyi öldürmekten yargılanmıştır.

Babası çocuk tacizinden suçlu bulunur ve hapise girer. Annesi Aileen'i büyükanne ve büyükbabasına verip kaçar. 13 yaşında tecavüze uğrayıp gayrimeşru bir çocuk doğurur ve büyükbabası onu evden atar. Hayatta kalmak için hurda bir arabada barınır ve para için fahişeliğe başlar.

En sonunda 20 yaşında 70 yaşında bir adamla evlenir fakat 1 ay sonra kocasını bastonla dövdüğü gerekçesiyle boşanırlar.

Önceleri öldürdüğü insanların kendisine saldırdığını öne süren Wuornos, idamdan hemen önce ise "Yaptığım her şeyin altında korkunç bir öfke yatıyor. İdam edilmem gerek çünkü eğer hapisten çıkacak olursam yine cinayet işlerim." diyerek suçunu itiraf etti.

.





Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.